Bir bölge müftüsü, Batı Trakya'daki azınlığın dilini ve kültürünü koruma çabalarını anlattı. Müftü, Türkçenin korunmasının önemine vurgu yaparak, bunun kültürün temel taşı olduğunu belirtti. Dil, din ve geleneklerin kültürün üç temel ayağı olduğunu söyleyen müftü, Türkçenin kaybedilmesinin, kültürün de kaybedilmesi anlamına geleceğini ifade etti. Kur'an kurslarında da Türkçe'nin önemini vurguladıklarını dile getirdi. Dil kaybının tüm kültürel değerleri yok edeceğini, ancak Türkçenin korunmasıyla her şeyin mümkün olduğunu savundu.

Dil, Kültür ve Kimlik

Müftü, Batı Trakya'nın (Dedeağaç, Gümülcine ve İskeçe illerinden oluşan) Müslüman Türk azınlığının 1923 mübadele anlaşmasının dışında kaldığını hatırlattı. Bölgede dil, din ve geleneklerini korumak için çalıştıklarını, Türkiye'nin desteğini her zaman yanlarında hissettiklerini söyledi. Kültürel mirasın korunması için yapılan çalışmaları anlattı ve bu çalışmalarda Türkçe'nin ne kadar önemli bir rol oynadığını vurguladı. Çalışmalarının kapsamı, eğitimden dini faaliyetlere kadar uzanmaktadır. Osmanlı döneminden kalan kültürel mirası da gelecek nesillere taşımak için yoğun çaba sarf ettiklerini belirtti.

Ana Vatanın Desteği

Batı Trakya'daki Türk varlığının sürdürülmesinde Türkiye'nin desteğinin büyük önem taşıdığını belirten müftü, Türkiye vatandaşlarını Batı Trakya'yı ziyaret etmeye davet etti. Tarihi Osmanlı şehirleri olan Kavala ve Selanik'i de ziyaret etmeyi önererek, Batı Trakya'nın 400-500 yıllık kadim bir medeniyete ev sahipliği yaptığını ve bu mirasın korunmasının önemini vurguladı. Ziyaretçilerin, bölgedeki Müslüman Türk kardeşleriyle birlikte bu mirası koruma çabalarına katılmalarını istedi. Bu ziyaretlerin, kültürel bağların güçlenmesine ve Batı Trakya'daki Türk varlığının görünürlüğünün artmasına katkı sağlayacağını düşündüğünü ifade etti.

Eğitim ve Kültürel Faaliyetler

Bir eğitim seminerinde yaptığı konuşmada, Batı Trakya'daki eğitim, kültür ve yaşam konularını ele alan müftü, Edirne'deki bir kültür merkezinde düzenlenen programa katıldı. Programa, yerel eğitim yetkilileri ve öğretmenler de katıldı. Konuşmasında, Batı Trakya'daki Türk azınlığının karşılaştığı zorluklara ve bu zorlukların üstesinden gelmek için yapılan çalışmalara değindi. Çalışmaların kapsamlı ve uzun vadeli bir yaklaşım gerektirdiğini, bu yüzden tüm paydaşların iş birliğine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.