Türkiye'nin bir kentinde, Mühendisler Odası tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında bir panel düzenlendi. Panel, şehrin Baro avukatlarından birinin ve bir uzman psikoloğun katılımıyla gerçekleştirildi. Yaşamını yitiren kadınlar için saygı duruşuyla başlayan etkinlik, sunumlar ve tartışmalarla devam etti. Katılımcılar, şiddetin farklı boyutlarını ve etkilerini ele aldılar. Panelde, mevcut mevzuatın yetersizlikleri ve iyileştirilmesi gereken noktalar da masaya yatırıldı. Toplumun her kesiminin bu konuda daha duyarlı olması gerektiği ve şiddete karşı sessiz kalmamanın önemi vurgulandı. Etkinliğe katılanlar, kadınların maruz kaldığı şiddetin önlenmesi için işbirliğinin gerekliliğini dile getirdiler.
Şiddete Maruz Kalan Kadınların Hakları
Avukat, şiddete maruz kalan kadınların şikayet süreçleri ve alınabilecek yasal tedbirler hakkında detaylı bilgi verdi. Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un kapsamı açıklandı ve kanun sayesinde şiddete uğrayan veya şiddet tehlikesi altında bulunan kadınların, çocukların ve aile bireylerinin korunması amaçlandığı belirtildi. Kanunun uygulanmasıyla ilgili yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri de tartışıldı. Avukat ayrıca, ısrarlı takibin önemini vurgulayarak bunun kadına yönelik şiddetin öncüsü olabileceğini belirtti. Israrlı takibin sadece fiziksel takipten ibaret olmadığı, telefon, internet, sosyal medya üzerinden yapılan takiplerin de bu kapsama girdiği açıklandı. Mağdurun huzursuzluğunun ve güvenliğinin tehlikeye atılmasının ısrarlı takip suçunun unsurları arasında yer aldığı ifade edildi. Toplumun bu konuda bilinçlendirilmesinin ve yasal düzenlemelerin daha etkin hale getirilmesinin önemi vurgulandı.
Sosyal Medya ve Şiddetin Normalleştirilmesi
Uzman psikolog, sosyal medya ve televizyon dizilerinde kadına yönelik şiddetin normalleştirilmesinin tehlikelerine dikkat çekti. Yayınlanan dizilerde şiddet sahnelerinin sıklıkla yer alması ve bunların normalmiş gibi gösterilmesinin, izleyiciler üzerinde olumsuz etkiler yarattığı belirtildi. Özellikle gençlerin, şiddeti normalleştiren bu içeriklere maruz kalarak yanlış algılar geliştirmesi ve şiddete karşı duyarsızlaşması riskine karşı uyarıda bulunuldu. Bu tür içeriklerin daha dikkatli bir şekilde düzenlenmesi ve şiddete karşı duyarlılığın artırılmasına yönelik önlemler alınması gerektiği ifade edildi. Toplumun her kesiminin bu konuda sorumluluk alması ve çocukların şiddet içeriklerinden korunması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği vurgulandı. Daha sağlıklı ve şiddet içermeyen içeriklerin üretilmesi ve tüketilmesi çağrısı yapıldı.
Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadele
Panelde, kadına yönelik şiddetin farklı boyutları ele alındı. Şiddetin sadece fiziksel olmadığı, psikolojik ve ekonomik şiddetin de önemli bir sorun olduğu vurgulandı. Şiddete maruz kalan kadınların desteklenmesi ve korunması için mevcut kaynaklar ve hizmetler hakkında bilgi verildi. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların güçlendirilmesinin önemi vurgulandı. Katılımcılar, kadına yönelik şiddetle mücadele için multidisipliner bir yaklaşımın gerekli olduğunu ve tüm paydaşların işbirliği içinde çalışması gerektiğini dile getirdiler. Etkinlik, şiddet mağdurlarına destek olunması ve toplumsal farkındalığın artırılması çağrılarıyla sona erdi.